Dergah, asitane, ribat, zaviye, hankah gibi isimlerle de anilan tekkeler, tasavvuf hareketinin müesseseleri olarak ele alinmalidir. Diger Islami ilimlere göre medrese ne ise tasavvufa göre tekke de odur. Son iki asirdir tasavvuf kadar tekkeler de cogunlukla menfi olarak degerlendirilmis, Islam dünyasini gerileten unsurlar arasinda sayilmislardir. Son yillarda bu anlayis gecerliligini kaybetmeye baslamistir. Afrika ve Asyada oldugu gibi Avrupada da Islamiyetin tasavvuf ve tekkeler vasitasiyla yayilmaya baslamasi ve hiz kazanmasi bu zihniyeti degistiren en mühim sebepler arasindadir. Din hayat sanat acisindan tekkeler ve zaviyeler, tekkeyi bir müessese olarak ele alan ve bütün münasebet sahalariyla ilgisini tesbit etmeye calisan Türkce ilk eserdir. Tanzimat sonrasindan baslayip Cumhuriyetin kurulusuna kadar gelen tekke aleyhindeki görüslerin tarihi seyrini de bu eserde bulmak mümkündür.