Türkiyede Avrupa Birligine üyelik süreci baglaminda yapilan siyasi, hukuki reformlar, demokratik gelismeler, özgürlükcü yaklasimlar bir taraftan sivil toplum kuruluslarinin gelismesine, diger taraftan yoksulluk gibi sosyal sorunlarin cözümü noktasinda farkli adimlarin atilmasina zemin hazirlamistir. Küresellesmenin ve teknolojik gelismelerin etkisiyle ortak sorun olarak görülmeye baslanan yoksulluk, önceleri sosyal politikalarin ana basligini olustururken son dönemlerde sivil toplum örgütlerinin de mücadele verdigi bir alan haline gelmistir. Dünya nüfusunun 10u dünya gelirlerinin 70ine sahiptir. Bu alanda basi ceken ABD dünya gelirinin 25ine sahipken Japonya ve Almanya Onu takip etmektedir. Buna karsilik Dünya nüfusunun yariya yakini günlük 2 Amerikan dolari gelirin altinda yasarken, günlük 1 dolarin altinda yasamini devam ettirmeye calisanlarin dünya nüfusuna orani 51dir.
Yoksulluk; insanlarin beceriksizliginden, tembelliginden, egitimsizliginden, dogal kaynaklarin yetersizliginden, bölgesel farklardan kaynakli bir sorun olmaktan öte yoksul insanlarin haklarini baskalari yedikleri icin ortaya cikan bir sorundur. Diger bir ifadeyle aclik; as insanlarin doymamasindan degil, tok insanlarin doymamasindan kaynakli bir sorundur.