Modern Türkce yazinda, romantik polisiye esine az rastlanir bir tür. Reha Magden, Yazgilarin Tableti ile bu türü canli tutmakla kalmiyor; nostaljik hafiyeligiyle, iki insanin arasinda baslayan her seyi hikayelestiren anlatisiyla yeniden aramiza karisiyor. Ezcümle Murat Davman geri dönüyor, iyi ki dönüyor...
Merak sahibiydi Reha. Meraki oburluk düzeyindeydi. Siniri yoktu. Bir meyhanede mesela, beni dinlerken aslinda yan masada bir kadinla bir erkegin konusmasina kulak kabartirdi. Aslinda Reha, hikaye yazmaya degil, her laftan bir hikaye bulmaya, ayni hikayede bosluklari doldurmaya merakliydi.
Tamam seni dinledim, güzel, ama iyi de siz neden ayrildiniz simdi gibi bir soru, bir saf salagin sorusu degil, hayat dedektifinin sorusuydu aslinda. Üstünde kirli bir pardösü, saci sakali birbirine karismis, az sonra bir bardan tekme tokat atilacak, sonra agzi burnu kan icinde, disleri kirik ayni bara girip, ayni soruyu soracak bir film karakterinden söz etmiyorum.
Benim dedektifim, beni yargiya teslim etmek icin degil, beni anlamak icin de degil, kendini anlatmak icin sorular sordu bana.
Istahla
Onun icin meraktan istaha giden yol, iki nokta arasindaki en kisa yoldu.
Akif Kurtulus