Önümüzdeki bahcenin ilerisindeki zeytin agaclarina baktigimda aralarindan hizla kosarak uzaklastigimi düsünürüm. Nereye giderim nefes nefese kosarak Daglarin hemen üzerinde pembemsi bulut kümeleri bulunur. Birkac agac ovanin orta yerinde kalmis gibi duru. Kemal Tahir romanlarina, Necati Cumali kitaplarina dönerim. Bir otelin aksamüzeri acilmis isigini... Perdeyi ceker cirkin bir kadin. Aralik kalan camdan oturma salonunda siyah beyaz televizyonda haber seyreden otel müsterilerine servis yapan cirkin garsonu görürüm. Sonra zeytin agaclarinin rüzgarda sallanan yapraklari arasindan bir kadin yüzü cikagelir. Bahcedeki masada porselen demlikte bekleyen caydan fincana bosaltirim. Doldurdugum fincanlardan birini kadinin gözlerine bakarak uzatirim. Sesi üsür tesekkür ederken