Eskilere dair ne varsa gülüp geciyoruz. Yaralarimizin kabuklarina asla dokunmuyoruz. Ama onlardan cikarttigimiz derslere kisa bir an da olsa bakmadan gecemiyoruz, bakiyoruz ki yine ayni yerden kanamasin istiyoruz hayatimizdaki hicbir an. Söylenecek sözleri cimbizla cekiyoruz, kelimelerce dünya lügatinden. Hicbir sey eksik degil bunu biliyoruz. Tam olmadigini bildigimiz seyler gibi. Kavramlar, kelimeler, hayatlar raks ederken, yaratilan daha dogrusu yarattigimiz bu yenidünyada önemli buldugumuz tek sey dünyanin hakimi olmak degil, zamanin ve sevginin sahibi olmak. Akarsularca sevgi akitmak denizlere ve söndürmek bir tarafi kirli dünyanin siyah rahatsiz edici atesini... Iste bizim dünyamiz bu...
Bir söyleyecegimiz var. Aglamaktan ziyade bagirmaktan yana olan isyankar yüreklerimiz hakikati söyleme taraftari. Susmak hicbir zaman bizden yana bir eylem olmadi. Biz hep inanmistik. Degisecekti, degismeliydi... Zaman bizim icin hic akmadi aslinda. Onu altindan bir akvaryumda muhafaza ettik. Bildik ki hic yasamadan yasiyorum diyemezdik.