Yüzü olmayan adam rollerine cikiyorum artik. Bu saatten sonra, karanlikta her sey, her seye dönüsebilir. Ay isigi vurdugunda bir garip dem. Karanlikta yüzü olmayan adam. Daktilonun girtlagini sikiyorum. Babamdan kalma. Baba, ogul ve kutsal roman adina, diye haykirarak saldiriyorum yazmaya. Yasli metal bacaklar titriyor. Üst üste basiyor a ve e harflerini. dm cikiyor siyah maddeden piril piril. Ara tür. Melez. Parcali bir resim.
Murat Gülsoy okurlari bilir lemler Süreklidir. Zamanda kaybolan Tanpinar, oyunda kaybolan Oguz Atay, rüyada kaybolan Borges, sehvette kaybolan Nabokov, davasinda kaybolan Kafka, kendi hikayelerinden kacip gelen Olric, Gollum, Doktor Ramiz ve daha pek cok yaratici ruh, Baba, Ogul ve Kutsal Romanin labirentinde birbirlerini ariyorlar.
Murat Gülsoy bu romaninda kurdugu fena halde eglenceli ve kendine özgü alemde, hem büyü yapmaya hem büyü bozmaya davet ediyor okurlarini. Karanligin aynasina koyu bir ironiyle, acimasiz bir yalinlikla güle oynaya giriyor, kirip parcalarina ayirdigi bir hayati gözlerimizin önüne seriyor. Baba, Ogul ve Kutsal Roman, edebiyatin baskalarinin hayatlarina kacip saklanmanin degil kendi dehlizlerinde dolasmanin bir yolu olduguna inananlar icin....