Metafizige Giris ilk kez 1903 yilinda yayinlanmis, kisa sürede pek cok dile cevrilmis ve Bergsonun filozof olarak dünya caginda kazanacagi söhretin bir bakima fitilini ateslemistir. Bergson bilimler caginda metafizigin neden hala gerekli oldugunu acikladigi metninde, metafizigin sezgi metodunu, okuruna sezgi tecrübesi yasatmayi hedefleyen bir kurgu ve üslupla sunar. Kendine has bakis acisini ortaya koydugu bu yogun metni, felsefesinin özeti mahiyetindedir.
Felsefesiyle oldugu kadar yazarlik üslubuyla da iz birakmis olan Bergson, 1927 yilinda Nobel Edebiyat Ödülüne layik görülmüstür.
Felsefenin gercek degeri, düsünceyi kendi üzerine döndürmektir. Bergson, kesin bilimlerden beslenmis bir zihnin vazgecemeyecegi bir aciklik gücüyle kombine ettigi büyülü silahlarini, siirden ödünc alma cesaretini gösterdi. En muhtesem ve en yeni imgeler, metaforlar; kendi bilincinde yaptigi kesifleri ve kendi ic tecrübelerinin sonuclarini baskasinin bilincinde de meydana getirme arzusuna hizmet eder. Bu üslubun, musiki camiasinda Debussynin eserlerinin meydana getirdigi cok incelikli ve rahat üslup ile hemen hemen cagdas oldugu gözlemimi paylasmama izin veriniz.
Paul Valery