Türk cografyasi icinde önemli bir yere sahip olan Kafkasya tarihi, siyasi, etnik ve din nedenlerle Türklügün ayrilmaz bir parcasidir. Kafkasyanin Asya ile Avrupa arasinda, önemli ticaret yollarinin kesistigi yerde bulunmasi ve ticari zenginligi, pek cok milletin bu bölgeye hakim olma arzusunu kabartmistir. Konumu nedeniyle Kafkasya, her zaman imparatorluklarin ilgisinin ve cikarlarinin odak noktasi olmus, bircok mücadeleye sahne olmustur.
Kafkasya, Anadolu cografyasinin bir uzantisi ve tamamlayicisidir. Anadolunun güvenligi, ekonomik gelecegi ve Türk dünyasina yönelik politikalar, Kafkasya ile birlikte Balkanlar ve Ortadogu ile irtibatlidir. Bu sebeple Osmanli Devleti 15. yüzyilin ikinci yarisindan itibaren Kafkasyadaki bazi önemli kaleleri ele gecirerek buralari hakimiyeti altina almistir. 1828-1829 savasi, Kafkaslardaki Osmanli-Rus nüfuz mücadelesinde bir dönüm noktasi olmustu. Bu savas sirasinda, agir yenilgiler alan ve Dogu Anadolunun büyük kismini kaybeden Osmanli, en az zararla kurtulabilmek icin cok agir hükümler iceren Edirne Antlasmasini imzalamak zorunda birakilmisti.