Atatürk, üstün bir asker, basarili bir devlet adami ve kesinlikle nitelikli bir bilim adamiydi. Akil ve bilim onun en önemli ölcütüydü. O, bilimi, Türk Kültürünü yaratmanin kuvvetli bir araci olarak gördü ve kullandi. Onun muasir medeniyet israri aslinda muasir medeniyetlerin bilime verdigi önemden kaynaklanir. Atatürk, kaderciligin yerine akilciligi, hurafelerin yerine bilimi, dogmalarin yerine mantigi koymus ve ülkesini, milletini bulundugu cografya da seckin, saygin ve güvenilir kilmistir. Bilim ve akilcilik ile ilgili söylemis oldugu sözlerle, yaptiklariyla sadece kendi ülkesi ve milletine degil, dünyaya isik olmustur. Hayatta en hakiki mürsit ilimdir sözüyle bilimi en kiymetli yol gösterici olarak isaret etmistir. Yasadigi cografyanin insanlari kurakliga care icin yagmur duasina cikarken o, bunun bir hikmet degil gercek oldugunu görmüstür.
Yürüyen Kösk öyküsü Atatürkün dogayi, yesili ne kadar cok sevdigine, ne kadar cok deger verdigine örnek olarak gösterilir. Oysa orada dogayi korumak icin bile olsa, bilimin önemine vurgu yapmis, 1930 yilinda bir agacin büyük bir dalini kurtarmak icin kocaman Yalova Köskünün altina raylar döseterek köskü 5 metre ileriye tasitmis, aklin ve bilimin gücünü 85 yil önce örnegi ile göstermistir. Onun su ifadeleri akil ve bilimin sadece bir ülkenin kalkinmasina degil düsmanlardan kurtulmasi, onlarla etkin sekilde mücadele etme konusunda da en önemli yol gösterici oldugunun kanitidir. Ülkemizin en bayindir, en latif , en güzel yerlerini üc bucuk yil kirli ayaklariyla cigneyen düsmani yenen zaferin sirri nerededir bilir misiniz Ordularin yönetiminde , bilim ve fen ilkelerini kilavuz edinmektir.Atatürk, Türk Milletinin özelliklerini su sözleriyle ortaya koymustu. Bizim akil , mantik, zeka ile hareket etmek en belirgin özelligimizdir. Bütün hayatimizi dolduran olaylar bu gercegin delilidirler