Animsamadigim tüm sözcükler animsayabildigim tek bir sözcüktü Yara
Eger bu kitabi okurken bastan sona keder icinde bir Nilgün Marmara bulacaginizi düsünüyorsaniz bastan uyaralim; yok.
Cünkü onun derdi kederle degildi. O, kendini buraya ait hissetmiyordu sadece... Ece Ayhanin da dedigi gibi dünyayla yaraliydi. Dünyayla derdi vardi. Ondan bahsederken edebiyata, siire bakisina, eserlerine, yazdiklarina bakmamak, o yarayi bütün buralarda aramayip sadece filmin sonundaki intiharina bakmak, Dogdu ve öldü demekle aynidir.
Nilgün Marmara sadece dogup ölmedi. Yasadi da. Iyi bir sair ya da bir yazar olmak degildi derdi. Bu yüzden siirlerini kimseye göstermedi. Sadece yazar, sair degil; es, evlat, anne, kiz kardesti... Bu hayata dair hicbir unvani, hicbir aidiyeti almak istemiyordu üzerine. Siirlerinde varolusun ve arayisinin bütün izleri vardi. Ici bos, öylesine bir gitme istegi, bir vazgecis degildi ondaki ölüm arzusu... Ölümü, var olmanin baska bir boyutu olarak görüyordu.
Bu kitap; onun dünyasini, hayata bakisini görmek icin yazildi.
Bu kitap; intihari, sair Nilgün Marmaranin önüne koyulmasin diye yazildi.